Dünya Gazetesi
Tiyatrocular gonusundaki inci değerindeki düşüncelerimi dile getirmiştim Şindi (ve/veya şimcik) de bir siyasetçinin bakış açısından köşeli düşünen köşe yazarlarına, garıgötürüst takımına ve sivri dilli düşünce adamlarına bir bakalım.
DÜŞÜNCESİZ DÜŞÜNCE ADAMLARI
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, ben bizim düşünce adamları kadar düşüncesizini görmedim! Tamam düşün kardeşim. Sana düşünme diyen var mı? Dik tavana gözlerini sabahtan akşama kadar düşün. Hatta aylarca düşün. Düşüncelerin tavan yapsın! Bu tavanla kendi aranda olan bir mevzu. İstediğin kadar düşün.
Ama yazma! Hadi yazdın basma! Bastın madem yayma! Madem yayıyorsun içinde bol bol eleştiri olan zararlı fikirleri ayıkla öyle yay! Sana “üçyüzbir” keredir söylüyoruz ki beyefendi eleştiriden hoşlanmıyor!
Şşşşşş.... akıllı ol!
GARIGÖTÜRÜSTLER
Çizdiğin garıgötürlerle beyefendiyi gerek memleketimizde, gerekse dış devletlerde (ve/veya ecnebi) küçük düşüren garıgötürüst gardaşım. Bir aklı selim düşün bakalım bu yaptığın iş mi?
Aranızda işi ireli götürüp beyefendiyi hakaretamiz bir şekilde, değil insan sıfatında çizmek davşana, kediye benzeterek (Haşa!) çizenleriniz var! Aslında bunları yapanları bir güzel benzetmek lazım!
Ben mizahcıyım hicvederim diyosun. O zaman sonuçlarına da gatlanacaksın! Bilhassa beyefendiyi kediye benzeten şahıs... Burdan sana sesleniyorum! Keskin çizer küpüne zarar!
Benden sana ağabey nasihati, işi hiç buralara gadar getirmeden de bir elin yağda bir elin balda yaşayabilirsin. Şimdi sen diyorsun ki böyle yaşamak için ben ne çizeyim? Gayet basit! Bizim gibi yap! Yan çiz! Bugün garnın doymazsa yarın garanti doyar!
KÖŞELİ KÖŞE YAZARLARI
Bildiğini okuyan gazeteci takımı, nedir beyefendinin sizden çektikleri yav! Hele de o galemini eline aldımıydı coşkun seller gibi gabaran biri var. Hani hayvanlarla eyi gaynaşan. Elinden kemanını düşürmeyen. Nedir beyefendinin senden çektiği gardeşim. Yav hep mi kötüdür beyefendinin yaptıkları?
Beş kötü yazıyosan iki de iyi yaz. N’olur yani, gıyamet mi gopar?
İyi geçin biznen. İşin tıkırında gitsin. Parana bak. Ne sen geril ne bizi ger! Koy paranı cebine, iç viskini, şarabını. Çal kemanını. Sol notasına basmadıktan sonra çaldığın şarkıya kim ne garışır!
Ama yok ille laf sokacak! Beyefendinin icraatını beğenmiyosan topla tasını tarağını git güzel kardeşim. Nereye gideceğini de gendi hür iradenle belirle! Bi de bizim için demokrasiye garşı derler. Bak gasteciyi govuyoz fakat nereye gideceğine gatiyen garışmıyoz... Ona kendi özgür iradesiyle garar versin! Bak nasıl demokratız!
Bu gazetecimiz bizi muhafazakârlıkla suçluyor. Asıl muhafazakâr olan sensin! Bir adamın fikri otuz sene önce neyse bügün de öyle olur mu ya? Otuz sene muhafaza ettiğin fikirlerinde bir gıdım değişiklik yok! Adam ne eğiliyor ne bükülüyor! Bu muhafazakârlık değilde nedir? Yobazlıktır bu yav!
Bak bize, duruma göre, zamana göre, adamına göre hatta hava raporuna göre bile değişiyoruz! Bir şeyi muhafaza ediyorsan ondan bir kârın olmalı! Senin muhafaza ettiğin fikrin sana kârı ne? Yerinden yurdundan olacaksın habarın yok!
Böylelerini kutuplara göndersen de kurtulamazsın! Orayı da gutuplaştırır! Gider bu seferde ordaki, ayıları, fokları, penguenleri örgütler. Bunları çöllere göndersen de kurtulamazsın. Bunların çölaşanları var!
Artık türbana takmayın gardeşim, biz herkese taktık çünkü! Herkes taktı. Takacak! Bırakın bu takıntıyı! Geçen 30 Ağustos’tan beri kıvranıyorsunuz. Beyefendinin saygıdeğer hanımı türbanını çıkaracak mı çıkarmayacak mı diyerekten. Yapmayın. Ortalığı germeyin!
Aslında 30 Ağustos’u Zafer bayramı diyerekten kutlatanda kabahat! Bir zafer bayramı kutlanacaksa 22 Temmuz’da kutlanmalıdır. Ezici bir farknan iktidara geldik o gün!
Hem 30 Ağustos da neymiş? Beyefendiye söylüyüm 30 Ağustos’u en gısa zamanda kaldırsın! Eli değmişken 10 Kasım’ı da galdırırsın! Zaten bize herşey “ O ” nu hatırlatıyor!
Ali Erdoğan